History

yüz kızartıcı

Meanings of "yüz kızartıcı" in English Turkish Dictionary : 20 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	yüz kızartıcı	shameful adj.
2	Common Usage	yüz kızartıcı	discreditable adj.
General
3	General	yüz kızartıcı	blushing n.
4	General	yüz kızartıcı	dishonourable adj.
5	General	yüz kızartıcı	disgraceful adj.
6	General	yüz kızartıcı	infamous adj.
7	General	yüz kızartıcı	inglorious adj.
8	General	yüz kızartıcı	ignominious adj.
9	General	yüz kızartıcı	reproachful adj.
10	General	yüz kızartıcı	dishonorable adj.
11	General	yüz kızartıcı	embarrassing adj.
12	General	yüz kızartıcı	aflush adj.
13	General	yüz kızartıcı	toad-spotted [obsolete] adj.
14	General	yüz kızartıcı	unglorious adj.
15	General	yüz kızartıcı	miserable adj.
16	General	yüz kızartıcı	disgracious [obsolete] adj.
17	General	yüz kızartıcı	disreputable adj.
Colloquial
18	Colloquial	yüz kızartıcı	cringey adj.
Slang
19	Slang	yüz kızartıcı	scanless adj.
20	Slang	yüz kızartıcı	skanless adj.

Meanings of "yüz kızartıcı" with other terms in English Turkish Dictionary : 22 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	halk önünde yapılan yüz kızartıcı hata	blooper n.
2	General	tuzak kurarak birini yüz kızartıcı duruma düşürüp, olayı ifşa etme tehdidiyle şantaj yapma	badger game n.
3	General	yüz kızartıcı olma	disgracefulness n.
4	General	yüz kızartıcı sakarlık	prattfall n.
5	General	yüz kızartıcı olan kısımlar	pudenda n.
6	General	yüz kızartıcı olan kısım	pudendum n.
7	General	yüz kızartıcı bir şekilde	blushingly adv.
8	General	yüz kızartıcı bir şekilde	infamously adv.
9	General	yüz kızartıcı bir biçimde	discreditably adv.
Colloquial
10	Colloquial	yüz kızartıcı durum	facepalm n.
11	Colloquial	yüz kızartıcı durum	face-palm n.
Idioms
12	Idioms	yüz kızartıcı lakaplar kullanarak çağırmak	call names v.
13	Idioms	(yüz kızartıcı yollardan) büyük bir servet yapmak	cry all the way to the bank v.
14	Idioms	yüz kızartıcı bir durumda olmak	be in a sticky situation v.
15	Idioms	(yüz kızartıcı yollardan) büyük bir servet yaptı	he/she cried all the way to the bank expr.
Law
16	Law	yüz kızartıcı suç	disgraceful offense n.
17	Law	yüz kızartıcı suç	infamous crime n.
18	Law	yüz kızartıcı suçlar	infamous crimes n.
19	Law	yüz kızartıcı suçlar	police offenses n.
Politics
20	Politics	bir başkasına yönelik şantaj, itibarsızlaştırma ya da manipülasyon hedefiyle elde edilmiş yüz kızartıcı/uygunsuz/suçlayıcı bilgi	kompromat (compromising material) n.
Military
21	Military	yüz kızartıcı bir suç yüzünden ordudan uzaklaştırma	discharge with ignominy n.
Slang
22	Slang	yüz kızartıcı bir durumun izi	the mark of cain n.